Şunun için hikaye: Yiğit
Bir gün, Yiğit annesi ve babasıyla birlikte yemyeşil Orman’a gitti. Orman çok güzeldi; ağaçlar gökyüzüne kadar uzanıyor, çiçekler her renkte açıyor ve kuşların neşeli sesleri etrafta yankılanıyordu. Yiğit, kıvırcık siyah saçları rüzgarda dans ederken, koyu kahverengi gözleriyle etrafa heyecanla bakıyordu. Mini minnacık kedisi Pamuk da onun peşinden koşuyor, ormanın kokusunu burnuna çekerek mutlu mutlu mırlıyordu.
Yiğit, “Bak Pamuk! Şu en büyük ağaç ne kadar da güzel!” diye bağırdı. O ağaç, Orman’ın kalbi olan Greeny’ydi. Yaşlı ve büyük bir ağaç olan Greeny, gözleriyle gülümseyerek, “Merhaba Yiğit!” dedi. “Ben Greeny! Bu Orman benim evim ve onu korumalıyız!”
Yiğit heyecanla, “Evet, koruyalım Greeny! Bizler doğayı çok seviyoruz!” diye yanıtladı. O gün çevrelerinde o kadar çok şey vardı ki, çiçeklere, kuşlara, ağaçlara hep birlikte rengarenk bir dünya kurmaya karar verdiler. Yiğit, annesi ve babasıyla birlikte ağaçların gölgesinde oturdular, müzik dinlediler, şarkılar söylediler. Pamuk da yanlarında neşe içinde oynuyordu.
Ama bir sabah, Yiğit ve Pamuk Greeny’nin hüzünlü sesini duydu. “Yiğit, üzgünüm…” dedi Greeny, “Kötü bir geliştirici, bu Ormanı yok etmek istiyor!” Yiğit şaşırmıştı, “Ama bu Orman bizim evimiz! Bunu durdurmalıyız!” dedi.
Yiğit’in annesi hemen yanlarına geldi. “Doğayı korumak için bizimle gel!” dedi. Yiğit’in babası, “Biz birlikte her şeyi başarabiliriz!” diye ekledi. Yiğit, diğer çocukları hemen Orman’a çağırdı. “Gelip Greeny ve benimle birlikte Ormanı koruyalım!” diye seslendi. Çocuklar, “Evet!” diyerek sevinçle yanıtladılar. Ormanın geleceği için hazırlık yapmaya başladılar, ama nasıl bir plan yapacaklardı? Orada neler olacağını kimse bilmiyordu.
Bir gün, Yiğit ve arkadaşları, Orman’ı korumak için heyecanla bir gösteri düzenlemeye karar verdiler. Herkes renkli pankartlar hazırladı. Yiğit, “Bakın! ‘Orman’ımızı koruyalım!’” dedi, büyük bir gülümsemeyle. Arkadaşları da yanıtladı: “Evet, koruyalım!” Herkes neşeyle pankartları sallıyordu.
Yeşil yapraklar arasındaki güneş ışıkları, çocukların yüzlerini aydınlatıyordu. Yiğit, Greeny’e döndü. “Greeny, şimdi ne yapmalıyız?” diye sordu. Greeny, derin bir nefes aldı ve “Doğayı seviyorsanız, lütfen burayı koruyun!” dedi.
O sırada geliştirici, çocukların cesaretini görünce duraksadı. Yüzünde bir şaşkınlık vardı. “Ama ben burayı inşa etmek istiyordum,” dedi. Yiğit, cesur bir şekilde “Ama burası bizim evimiz. Burada ağaçlar, çiçekler ve hayvanlar var!” diyerek yanıtladı.
Diğer çocuklar da bir araya geldi ve hep birlikte “Orman bizimdir!” diye bağırdılar. Geliştirici düşündü, düşündü… Sonunda, gülümseyerek başını salladı. “Tamam, bu Orman sizin!” dedi.
Yiğit ve tüm çocuklar hep birlikte sevinçle dans etti. “Başardık!” diye bağırdılar. Greeny, “Teşekkür ederim çocuklar!” dedi gülümseyerek. Orman, onların cesareti ve sevgisi sayesinde güvende kalmıştı.
Yiğit, annesine ve babasına sarıldı. “Anne! Baba! Biz Orman’ı kurtardık!” dedi sevinçle. Annesi, “Siz gerçekten cesur çocuklarsınız, Yiğit!” dedi. Babası da, “Doğayı korumak hepimizin görevi!” diye ekledi.
Pamuk da sevinçle mırlayarak etrafta dans etti. “Şimdi Orman’da oynamaya devam edebiliriz!” dedi Yiğit. Çocuklar tekrar ormanın güzel köşelerinde oynamaya başladılar. Kuşlar şarkı söylüyor, çiçekler rengarenk açıyordu.
O günden sonra, Yiğit ve arkadaşları her zaman Orman’ı korumaya karar verdiler. Çünkü Orman, onların evi ve dostuydu. Yeşil yapraklar, renkli çiçekler ve mutlu hayvanlar arasında, sevgi dolu bir hayat sürmeye devam ettiler. Ve her zaman, Greeny onlara göz kulak oldu.
“Bu Orman hepimizin,” dedi Yiğit, “Bunu korumak için birlikte olmalıyız!” Herkes gülümsedi. Orman, onların sevgisiyle hep güvende kalacaktı.
